Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
renksiz gençliğimi, kendime ve dünyaya karşı giriştiğim savaşta tükettim.
Alın size, işte insanlar! Hepsi böyledir. Bir davranışın kötü yanlarını önceden bilirler. Size yardım ederler, öğüt verirler, hatta başka çıkar yol olmadığını görerek desteklerler bile sizi, ama sonra işin içinden sıyrılıverirler ve bütün sorumluluğu yüklenmek cesaretini gösterenden öfkeyle yüz çevirirler. Hepsi böyledir, en inceleri, en zekileri bile.
Reklam
Yine de insan yaşıyor, merak yüzünden. Yeni bir şeyler bekleyip duruyor... Saçma, sinir bozucu bir durum!
düşmanlarımı severim; beni eğlendirirler, nabzımın atışını hızlandırırlar. Her zaman tetikte olmak, her bakışı kollamak, her kelimenin anlamını yakalamak, amaçları sezinlemek, tuzakları ortaya çıkartmak, aldanmış görünmek, sonra da, ansızın, bir tekmede kurnazlığın o karmaşık, yüce dokusunu yerle bir etmek, hayat diye buna derim ben.
Bütün dünyayı sevmeye hazırdım; değerlendiren çıkmadı: Böylelikle de nefret etmeyi öğrendim. Renksiz gençliğimi, kendime ve dünyaya karşı giriştiğim savaşta tükettim. Alaya alınmaktan korktuğum için, en iyi duygularımı yüreğimin derinlerine gömdüm: Orada silinip gittiler.
ruh, ister acı çekerken, ister sevinç duyarken olsun, kendisiyle kesin bir hesaplaşmaya gider ve her şeyin böyle çözümlenmesi gerektiğine inanır; bilir ki, fırtınalar olmasaydı, güneşin sürekli sıcaklığı gücünü kuruturdu; böylece hayatının temellerine iner ve kendi kendini bir çocuk gibi okşar ya da azarlar.
Reklam
Kötülük gerçeğe uygulamak istenmedikçe, insan kafasında biçimlenemez: Fikirler, organik yaratıklardır. Derler ki, doğuşlarından biçim alırlar fikirler, bu biçim de eylemdir; kafasında daha fazla fikir barındıran biri, ötekilerden daha eylemcidir.
Ah kibir! Arkhimedes'in dünyayı yerinden oynatmada kullanmayı tasarladığı kaldıraçsın sen!
Salakça bir yaradılışım var, hiçbir şeyi unutmam, hiçbir şeyi!
Size bir şeyler anlattırmak istedim çünkü bir kere, dinlemek daha az yorucudur; ikinci olarak, dinleyen katiyen kendini açığa vurmaz; üçüncü olarak, böylelikle, başkasının sırrını öğrenebilirsiniz; dördüncü olarak da, sizin gibi zeki adamlar, anlatanları değil dinleyenleri severler.
Reklam
Kendisinin bu dünyaya göre yaratılmadığına, bu yüzden de acı çekmeye mahkum olduğuna başkalarını inandırmaya öylesine çalıştı ki, kendisi bile nerdeyse inandı söylediklerine.
Kendisi gülerken gözleri hiç gülmüyorlardı! Bazı insanlarda buna benzer acayip çelişmelere rastladınız mı hiç? Ya kötü bir huyun ya da derin, sürekli bir acının belirtisidir bu.
Şu anlamsız dünya ruhumu bozmuş; kafam tedirgin, yüreğim doymak bilmiyor; hiçbir şeyle yetinmiyorum; zevke nasıl alıştıysam acıya da öyle alışıyorum, hayatım gittikçe boşalıyor; bir tek çare kaldı benim için: Yolculuk etmek.
...hüzün saçma kaçar toplum içinde, ölçüsüz neşe ise uygunsuz...
Sayfa 148Kitabı okudu
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.